Magnezyum Eksiliği, Nedenleri ve İlişkili Olduğu Hastalıklar
Magnezyum Eksiliği, Nedenleri ve İlişkili Olduğu Hastalıklar videosunun trankriptidir.
Merhabalar, ben Emre. Bugün sizlerle birlikte önemi yeterince anlaşılamamış bir konu üzerinde duracağız. Bu konu da Magnezyum.
(Magnezyum eksikliği makalesinin linki)
Magnezyum eksikliği aslında çok uzun süredir hayatımızda olan bir durum değil. İlk defa klinik bir magnezyum eksikliği vakası 1934 yılında rapor edilmiş. Ayrıca ekranda görmüş olduğunuz West Virginia Med Journal’daki yazıda 1926 yılında fareler ve bitkiler üzerinde yapılan çalışmalarda Magnezyum’un yaşam için büyük öneme sahip olduğu gösterilmiş
Magnezyumun vücutta bulunma şekli sebebiyle günümüzde çok derinleşmemiş eksikliklerde tanı koymak oldukça güç. Hücre dışındaki Magnezyum vücudumuzdaki tüm Magnezyum seviyelerinin sadece %1’ini oluşturmakta. Bu sebepten dolayı hücre içi Magnezyum eksiklikleri seruma bakıldığında her zaman görülememekte. Magnezyum insan vücudunda 600’den fazla enzimatik reaksiyonda görev almakta ve vücudumuzun normal bir işleyişe sahip olması adına çok büyük önem arz etmekte. Bu görevlerden bazıları DNA, RNA ve Protein Sentezi; doku bütünlüğü, hücre bölünmesi, sağlıklı kemik yapısının korunması, normal psikolojik fonksiyonların sürdürülmesi, mitokondride oksijenli solunum, hücre membranından iyon taşınması, kan – beyin bariyerini düzenleme gibi noktalar bunlardan bazıları. Bu enzimlerden kinaz süperailesinin çalışma prensibini hücre içi magnezyum oluşturmakta. Direkt ya da indirekt olarak 400 hastalıkla kinazların ilişkisi gözlenmiş.
( Magnezyum: Biyokimya, Beslenme, Tespit ve Eksikliğiyle Bağlantılı Hastalıkların Sosyal Etkisi makale linki)
Magnezyum’un %90’ı vücudumuzda kas ve kemik dokuda bulunduğundan bu dokular serumda magnezyumun optimal aralıkta olması adına görev almaktadırlar. Eğer serumda eksiklik engellenmek isteniyorsa Magnezyum kemik dokudan, kaslardan ve iç organlardan dahi seruma verilebilir ve bu işlem bize normal serum Magnezyum seviyelerinin vücutta bir eksiklik olup olmadığını gösterme noktasında eksik olduğunu söyler.
( Magnezyum Eksikliğinin Klinik Olarak Gözlemlenememesi üzerine makale linki)
Günümüzde bu eksikliğin oluşma sebepleri noktasında toprak erozyonu, ağır metal kontaminasyonu ve gıdaların işlenmesi gibi nedenler söylenebilir. Brezilya’da yapılan kapsamlı bir çalışmada gıdaların işlendikçe mikrobesin değerlerinin azaldığı gösterilmiş.
Bu görselde gıdaların işlendikçe B12, C Vitamini, D Vitamini, E Vitamini, B3 Vitamini,
Bakır, Demir, Fosfor, Magnezyum (%50’dan Fazla Bir Azalma Mevcut), Mangan, Selenyum noktalarında azalma bariz bir şekilde görülüyor. Çalışmada incelenen 17 mikrobesinin 16’sında azalma mevcut. Dolayısıyla işlenmiş gıdalardan uzaklaşıp daha doğal ve daha az işlenmiş gıdalara yönelmek sağlığımızı olumlu yönde etkilemek noktasında atılacak çok basit bir adım.
( Ultra işlenmiş gıdaların Brezilya diyetindeki mikro besin içeriği üzerindeki etkisi makale linki)
Avcı – Toplayıcı toplulukların diyeti incelendiğinde günlük 600 mg civarı Magnezyum aldıkları görülmüş. Bu miktar günümüzde tüketilen Magnezyum seviyelerinin çok yukarısında. Gelişmiş ülkelerde ortalama magnezyum alımı sadece 4 mg / kg günlük olarak. Bu da 80 kilogram bir bireyin avcı – toplayıcıların diyetinin neredeyse yarısı kadar magnezyum tükettiğini gösteriyor.
Günlük olarak önerilen miktar 300 ve 420 mg civarında olsa da bu sadece derin bir magnezyum eksikliğini engelleyecek bir miktar olacaktır. Kaldı ki toplumun ekseriyeti önerilen alım miktarına ulaşmıyor olabilir. Yapılan bir çalışmada 11 sağlıklı görünen kadında oral magnezyum yükleme testinde bu kadınların 10’unda magnezyum eksikliği olduğu gözlenmiş.
(Vücuttaki magnezyum eksikliğinin teşhisi makale linki)
Bunun yanında diüretik kullanımının da magnezyum eksikliğine yol açabileceği görülmüş. Bu sebepten dolayı gün içinde bol çay ve kahve tüketen kişilerin ve idrar söktürücü gibi ilaç kullanan kişilerin günlük magnezyum ihtiyacı çok daha fazla olabilir. Bunun yanında haftalık ağır fiziksel aktiviteler de magnezyum eksikliğine zamanla bireyi götürebilmekte.
( Maraton koşusunun plazma ve idrar mineral ve metal konsantrasyonlarına etkisi makale linki)
Birleşik krallıkta yapılan bir çalışmada 1940’dan itibaren gıdalarda Magnezyum içeriğinin gittikçe azaldığı gözükmekte. Buna biftek, tavuk, peynir gibi yiyecekler dahil. Bu durumu yaşayan sadece biz insanlar değiliz. Aynı zamanda bitkiler de Magnezyum eksikliği problemleri çekmekte. Bunun sebebi olarak tarımda kullanılan yöntemler öne sürülmüş. Çeşitli pestisitler mineralleri bağlayarak toprakta ve bitkilerde magnezyum konsantrasyonlarının azalmasına neden olabiliyor. Ayrıca kullanılan gübrelerin yeterli besini sağlamadığı, hatta bazı tür gübrelerin bitkilerin magnezyum emilimini azalttığını ve monokültür tarım tekniklerinin toprakta belirli mineralleri azaltmaya yatkınlığı biliniyor.
Kalsiyum ve fosforun günlük alımda artışı günlük magnezyum ihtiyacını arttırabilmekte ve magnezyum eksikliğini de kötüleştirebilmektedir. Dolayısıyla süt ve süt ürünleri tüketen kişilerin Magnezyum alımını arttırmaları gerekebilir. Bunun yanında işlenmiş gıdalara fosfor temelli yardımcı maddeler eklendiğinden bu günlük ihtiyaçta çok daha fazla artış olmakta. aşırı ve kontrolsüz D vitamini kullanımı da bağırsaklar kalsiyum emilimini arttırarak magnezyum emilimini azaltabilir ve eksikliğe katkı sağlayabilir. Günlük 50 mg çinko tüketimi 90 günde magnezyumu vücutta önemli ölçüde azaltabilmekte. Hatta 6 haftada serum bakır seviyelerini düşürebilmektedir. 50 mg Önerilen bir seviye olmasa da günümüzde bu şekilde takviyeler alan çok fazla kişi mevcut.
( Magnezyum ihtiyacı ve bunun diğer diyet bileşenleriyle ilişkisi makale linki)
Vücudumuzda Magnezyum regülasyonunu böbrekler sağladığından böbrekleri etkileyen hastalıklar da bu eksikliğe neden olabilir. Alkol kullanımı, bağırsak problemleri, kafein tüketimi, kanser, diyabet, diyare, ilaçlar, paratiroid hastalıkları, tiroid hastalıkları, insülin direnci, yetersiz tuz alımı gibi birçok durum da bunun nedenleri arasında.
Magnezyum eksikliği kendini birçok şekilde gösterebilmektedir. Agresiflik, anksiyete, konfüzyon, kramp, reflekslerde artış, irritabilite, ışık hassasiyeti, kas spazmları, d vitamini direnci, vertigo, tinitus, ağrı, aritmiler, kalsifikasyonlar, depresyon, duyma kaybı, migren, ostoeoporoz, taşikardi, potasyum metabolizmasında bozukluklar, psikoz, hipertansiyon ve ölüm bu belirtler arasında.
Bu grafikte ise kronik magnezyum eksikliği ile ilişkilendirilmiş hastalıkları ve eksikliğin hastalık durumunu kötüleştirebildiği hastalıkları görmekteyiz. Burada kardiyovasküler hastalıklar, Tip 2 Diabetes Mellitus, Metabolik sendrom, kas ve iskelet sistemi hastalıkları, nörolojik bulgular, kanser, astım ve inflamasyon görülmekte.
( Kronik magnezyum eksikliği ve insan hastalıkları makale linki )
Bu videodan yola çıkarak yapabileceğimiz birkaç şey var. Bunlar organik gıdalara yönelmek, işlenmiş gıdalardan uzak durmak, uygunsuz ilaç kullanımını bırakmak, kahve ve çay gibi ürünlerde aşırıya kaçmamak olur. Bu videoda konuşacaklarımız bu kadar. Bir sonraki videoda vücutta magnezyum seviyesi nasıl ölçülür, yararları nelerdir, takviyeler ve gıdalar üstüne konuşacağız. Esen kalın. 🙂